Eğitim:

Memleketimizin kalkınmasında iyi eğitim görmüş, kabiliyetli, lisan bilen gençlerimize büyük ihtiyaç vardır.

Kalkınma insan içindir ve ancak insanla gerçekleştirilebilir. Bu nedenle iktisadi gelişme için bir ülkenin yapabileceği en değerli yatırım eğitimdir. Türkiye için bu konu diğer ülkelere nazaran daha da önemlidir. Çünkü;

Ulaşmaya çalıştığımız çağdaş refah seviyesindeki ülkelerde nüfusun beşte biri eğitim çağındayken bizde bu oran iki katıdır.

Yine bu ülkelere nazaran daha düşük seviyedeki gelirimizden aynı oranı eğitim yatırımları için kullansak bile mutlak olarak daha az yatırım yapmış oluruz.

Dünyayla bütünleşme yolundaki ekonomimizde gerekli değişimleri gerçekleştirebilmek için çalışan insanlarımızın bir kısmına da yeni beceriler kazandırmalıyız.

Günümüzde süratli teknolojik gelişmelere ayak uydurmak arzusu her seviyedeki eğitim ihtiyacını arttırmaktadır.

İşte bu sebeblerden dolayı ülke kaynaklarımızın daha büyük bir kısmını eğitime ayırmalıyız. Ancak herşey devletten beklenerek bu işin üstesinden gelinemez. Eğitimin, finansmanında da kamu yanında özel kaynaklardan da yararlanılmalıdır.

Türk toplumunda köklü vakıf geleneği vardır. Yatırım amaçlı eğitim vakıflarını teşvik etmeli, özel sektörün eğitim hizmetine daha büyük ölçüde katkısı sağlanmalıdır.

Eğitimde Adem-i Merkeziyetçi model benimsenmeli, mahalli idarelere daha büyük sorumluluklar verilmelidir.

Devlet mahdut kaynaklarını öncelikle temel eğitim için kullanmalıdır. Temel eğitim sonrasında aileler okul giderlerine mutlaka katılmalıdır. Fakat başarılı ve muhtaç her gence burs veya kredi verilmelidir. Çalışmayı ve başarıyı şart koştuğu için bu uygulamanın yararlı olacağına inanıyorum.

Temel eğitimden sonraki kademe mesleki eğitime ağırlık verilmelidir. Gençlerimize mesleki beceriler kazandırmak için işyeri-okul entegre modeli tercih edilmelidir. Bu modelin başarılı olabilmesi için meslek - eğitim - belge bağlantısı kurulmalı ve sanayi - okul işbirliği kurumlaştırılmalıdır.

Birçok ileri ülkede olduğu gibi meslek standartları hazırlanmalı, eğitim programları ve ehliyet belgeleri bu standartlara göre geliştirilmeli, meslek ünvan, yetki ve sorumluluklar belirlenmelidir.

Devlet - özel sektör işbirliği kurumunun idari ve mali yönden özerk yapıda olması, etkinlik ve süreklilik bakımından zorunludur.

Günümüzde eğitim okuldan sonra da devam etmelidir. Çalışanların değişime uyum sağlıyabilmeleri, yaşam boyu hizmet içi eğitimle mümkündür. Hizmet içi eğitim motivasyon ve verimlilik açısından da önem taşımaktadır.

Demokrasimizin ve ekonomimizin güçlenmesi ve dünya ile bütünleşmemiz büyük ölçüde eğitim sistemimizin nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesine bağlıdır. Bu husus kongrede tescil edilmesi gereken en önemli önceliklerdendir.

önceki sayfa (Vehbi Koç'un Ekonomik Görüşleri, 4-7 Haziran 1992 yılında toplanan III. İzmir İktisat Kongresi'ne sunduğu tebliğlerden derlenmiştir.)