Hans Koenig
Milletlerarası Ticaret Odaları Genel Sekreteri

Ödül Töreni Konuşması - 11 Şubat 1987

 

"Başbakan,
Ekselansları,
Bayanlar ve Baylar;
Bu açılış töreninde, Milletlerarası Ticaret Odası "Dünyada Yılın İş Adamı" ödülü sahibini açıklamakla özel olarak görevlendirilmiş bulunuyorum.

1981 ve 1984 ödüllerini alanlar gibi, şeref payemizi vermek üzere şeçtiğimiz şahıs, gerçekten olağanüstü meziyet ve başarılara sahip bir kimsedir.

Bildiğiniz gibi ödülümüz, özel teşebbüs ve amme hizmetlerini hayatın temel taşı yapan bir şahsın takdir edilmesini ve tanıtılmasını amaçlamaktadır. Basın bunu herhangi bir maddi ödülü içermemekle birlikte "İş Aleminin Nobel Ödülü" olarak adlandırmaktadır.

Milletlerarası Ticaret Odası'nın "Dünyada Yılın İş Adamı" ödülü, hizmet ettiğimiz uluslararası iş adamları çevrelerinin saygı ve hayranlığını ifade eden saygı ve şeref payesidir. Birçok bakımdan bu ödülü alacak olan hepimiz için örnek tutulacak bir şahsiyettir.

Geçmiş iki Milletlerarası Ticaret Odası Kongresi'nde bu şeref payesini alanlar, örnek meslek hayatlarında "çok çalışma, çalıştırdıkları elemanlara ve kamu yararına bağlılık" meziyetlerini canlandırmışlardır. Aynı zamanda, kurulmasına yardım ettikleri şirketlerini yaşatmanın doğru olduğuna ve uluslararası imkanların bulunduğuna sarsılmaz inançları vardır.

29'uncu Milletlerarası Ticaret Odası Kongresi'nin "Dünyada Yılın İş Adamı" ödülü payesini kazanan şahıs kadar kimse bu tarife daha iyi uyamazdı.

Başbakan, Ekselansları, Bayanlar ve Baylar ;

1987 "Dünyada Yılın İş Adamı" ödülü sahibinin bir Türk ve o ülkenin en güçlü, en iyi tanınan şirketler topluluğunun kurucusu ve şeref başkanı olduğunu açıklamaktan büyük bir memnunluk duymaktayım. İsmi Vehbi Koç'tur.

Sayın Koç yanlış hesap etmiyorsam, sizin iş hayatınız altmış yılı aşan bir süreyi kapsamaktadır. Başladığınız bütün işlerde beliren keskin teşebbüs kabiliyetiniz bugüne kadar desteğiniz olmuştur. 1926'da Ankara'da babanızın bakkal dükkanını küçük bir sermaye ile devraldınız. Bugün 33 bin kişinin çalıştığı Koç Topluluğu otomotiv imalatından madenciliğe, otelcilikten bankacılığa kadar 116 değişik şirketten müteşekkil olup 3,4 milyar dolar civarında cirosu vardır.

Denilir ki, eğer bir Türk, bir otomobil, buzdolabı, dolmakalem, plaster, bir teneke konserve, bir kutu kibrit satın alırsa, büyük bir ihtimalle Vehbi Koç'un bir imalatını satın alıyordur. Fakat ödülümüzü verirken tek ölçümüz büyüklük değildir.

Müessesenizin fevkalade gelişmesi sürecince Sayın Koç, daima yeniliklere açık bir görüşe sahip oldunuz ve yenilikleri takip ettiniz. 1938'de Türkiye'nin ilk anonim şirketini kurdunuz ve personelinizi başarı ile hisse senedi almaya teşvik ettiniz.

1948'de ilk defa yabancı bir ortak ile işbirliği yaptınız ve bu atılımınız bir çok kimselerce harp sonrası Türkiye'de yabancı yatırımının başlangıcı sayılmaktadır.

1963'de ülkenizin ilk holding şirketini kurdunuz ki bu, modern Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında bir diğer dönüm noktası ve topluluk idaresi bakımından cesur bir adım teşkil etmekte olup, o günden beri bir çok Türk müteşebbisince aynen uygulanmıştır.

Sayın Koç, imanlı bir müslüman olarak çalışma hayatınızın ilk yıllarından bu yana sosyal hizmetleriniz süregelmiştir. 1951'de Ankara Üniversitesi öğrencileri için bir yurt yaptırıp bağışladınız. 1967'de Türkiye'de özel vakıfların kurulmasıyla ilgili kanunun çıkartılmasında öncülük ettiniz.

Bugün, Vehbi Koç Vakfı hastanelere, okullara, kütüphanelere yardımlarda bulunmakta, burslar vermekte ve İstanbul'da büyük bir özel müze kurarak, şahsen büyük bir hayranı olduğum Türkiye'nin kültür mirasının korunmasına yardımcı olmaktadır.

Nihayet Vehbi Koç, evlatlarına ve aile çevresine kendi yılmaz teşebbüsü ve amme hizmeti ruhunu da aşılamış bir şahsiyettir. Bu arada oğlunun burada, Yeni Delhi'deki kongre oturumlarından birine başkanlık edeceğini de belirtmek isterim.

Vehbi Koç'un meslek hayatının sırrına parmak basmak benim gücümün dışındadır. Ancak yapabileceğimiz şey, teşebbüslerle dolu tüm hayatını incelemektir. Zira O'nun hayat hikayesi ülkesinin Osmanlı İmparatorluğu günlerinden bugüne kadar olan bir tarih süresince uzanmaktadır.

Sayın Koç 1901'de doğmuştur. O yıllarda doğum günleri önemli sayılmadığından kendisi de kesin doğum tarihini bilmediğini yazmaktadır. Ancak annesinin kendisine şunu söylediğini hatırlamaktadır: "Üzümlerin olgunlaşmaya başladığı zamanda dünyaya gelmiştin."

Sayın Koç sanırım bütün tarihçiler tarafından daha kesinlikle kayıda geçirilicektir; zira üzümler olgunlaşmış ve zengin ürün, tüm dünyanın gözleri önünde burada sergilenmektedir."

önceki sayfa

sonraki konuşma için tıklayınız